Hacizli Malın Borçlunun Elinde Bulunması Halinde İstihkak Davası – İzmir Avukat

İcra hukuku bağlamında sıkça karşılaşılan davalardan biri olan istihkak davası, borçlunun elinde haczedilen mallar üzerinde üçüncü kişilerin hak iddialarını çözümlemek için devreye girer. İcra ve İflas Kanunu (İİK) çerçevesinde borçlunun zilyetliği altındaki malın başka birine ait olduğu iddiası üzerine istihkak davası açılabilir. Bu makalede, istihkak davasının hukuki niteliği, borçlunun elinde bulunan mallara yönelik iddialar ve bu iddiaların çözüm sürecini derinlemesine inceleyeceğiz.

Borçlunun Zilyetliği ve İstihkak İddiası

İstihkak davasının anlaşılması için öncelikle zilyetlik kavramının üzerinde durmak gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 973. maddesine göre zilyetlik, bir eşya üzerinde iradi olarak fiili hakimiyet kurmayı ifade eder. Fiili hakimiyet ve bu hakimiyetin devam ettirilmesi iradesi, zilyetliği oluşturur. İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK) ise zilyetlik, daha geniş anlamda “elde bulundurma” olarak tanımlanır. Burada kanun koyucu, malın hukuki değil, fiziksel olarak borçlunun ya da üçüncü bir şahsın elinde bulunmasına dikkat çeker.

İcra takibi sırasında borçlunun zilyetliğindeki mal haczedildiğinde, borçlu ya da üçüncü şahıs, malın borçluya ait olmadığını ya da üzerinde rehin hakkı bulunduğunu iddia edebilir. Bu iddia, borçlu tarafından yapılabileceği gibi, üçüncü bir kişi de malın sahibi olduğunu öne sürebilir. Bu durumda icra dairesi, durumu haciz zaptına geçirir ve taraflara bildirir. İlgili kanun hükümlerine göre, borçlunun elinde bulunan mallar üzerinde bir üçüncü kişi hak iddia ederse, istihkak davası açılması süreci başlar.

İstihkak İddiasının Şartları

İstihkak iddiası, yalnızca borçlunun elindeki mallara yönelik değil, üçüncü şahısların elinde bulunan mallara yönelik de ileri sürülebilir. Ancak burada önemli bir ayrım yapılmalıdır. Borçlu, malın kendisine ait olmadığını ya da rehin altında bulunduğunu ileri sürebilir. Aynı şekilde, üçüncü bir şahıs da borçlunun elindeki malın kendisine ait olduğunu veya üzerinde rehin hakkı olduğunu iddia edebilir.

Bu iki durumda da icra dairesi, haciz zaptını hazırlayarak taraflara bildirir ve sürecin devamını sağlar. Bu bildirimin ardından taraflar, kanunlar çerçevesinde istihkak davası açma hakkına sahip olur. İstihkak iddiasının gündeme gelmesi için geçerli bir haczin bulunması esastır. Önemli olan, icra takibinin geçerli bir hacze dayanmasıdır.

Hacizli Mal Üzerinde İstihkak Davası Açılması

İstihkak davası sürecinin işleyişi, malların borçlunun elinde bulunup bulunmamasına göre değişiklik gösterir. Borçlunun elinde bulunan mal için açılacak olan istihkak davalarında, İİK madde 96 ve 97 hükümleri geçerlidir. İlgili maddelere göre, borçluya ait zannedilerek haczedilen malların, üçüncü şahıs tarafından hak iddia edilmesi halinde, istihkak davası açılır. Borçlu da, hacizli malın başka bir şahsa ait olduğunu öne sürebilir.

İcra ve İflas Kanunu’na göre, borçlunun elinde bulunan mallar üzerinde mülkiyet ve rehin hakkı iddia edilebileceği gibi, haczin kaldırılması veya sınırlandırılması da talep edilebilir. Kanun maddesinde yer alan düzenlemeler, üçüncü kişinin mal üzerindeki hakkının tespitini talep etmesine imkan tanır. Bu durumda, mahkeme süreci işleyerek borçlu ile üçüncü kişi arasındaki mülkiyet ya da rehin anlaşmazlığını çözer.

İstihkak Davasının Hukuki Niteliği ve Tarafları

İstihkak davası, icra hukukunda önemli bir dava türüdür ve üçüncü kişilerin haklarını koruma amacı güder. Bu dava, borçlunun elindeki mal üzerinde hak iddia eden üçüncü kişi tarafından açılır. Davanın amacı, haczedilen malın kime ait olduğunu belirlemekten ziyade, malın icra takibi kapsamında ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktır.

İstihkak davası, haciz sırasında gündeme gelen bir iddianın mahkemeye taşınarak çözülmesini içerir. İİK. madde 96’ya göre, mal borçlunun elindeyse, davacı üçüncü kişidir. Üçüncü kişi, mal üzerindeki hakkını ispat etmekle yükümlüdür. Bu ispat yükümlülüğü kapsamında üçüncü kişi, malı nasıl edindiğini ve malın neden borçlunun elinde olduğunu kanıtlamalıdır. Eğer borçlu, üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul ederse, bu durum borçlu aleyhine delil teşkil eder ve borçlu daha sonra bu konuda farklı bir iddiada bulunamaz.

İstihkak Davasında Dava Açma Süresi

İstihkak davası açma süresi, icra mahkemesinin takibin ertelenmesi veya devamına karar verdiği andan itibaren işlemeye başlar. Üçüncü kişi, kararın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açmak zorundadır. Eğer bu süre içinde dava açılmazsa, üçüncü kişi alacaklıya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. Ancak borçluya karşı, sebepsiz zenginleşme davası açma hakkı saklıdır.

İcra mahkemesi, takibin ertelenmesi kararı verdikten sonra, üçüncü kişi yedi gün içinde dava açmak zorundadır. Eğer üçüncü kişi dava açmazsa, bu takip için istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır. Ancak, borçluya karşı dava açma hakkı devam eder.

İstihkak Davasında İspat Yükümlülüğü

İstihkak davasında ispat yükü, davayı açan üçüncü kişiye aittir. Üçüncü kişi, haczedilen malın kendisine ait olduğunu ve malın neden borçlunun elinde olduğunu kanıtlamak zorundadır. Malın üçüncü kişiye ait olduğunu ispat etmek için geçerli deliller sunulmalı ve bu delillerin güçlü olması gerekmektedir. Yargıtay kararlarına göre, istihkak davasında sadece fatura ya da makbuz gibi belgeler yeterli görülmemektedir. Bu belgeler, malın gerçek sahibini kanıtlayacak güçlü delillerle desteklenmelidir.

Üçüncü kişi, malı satın aldığını veya malın kendisine verildiğini gösteren geçerli deliller sunmalıdır. Bunun yanı sıra, malın borçlunun elinde bulunma sebebini de açıklığa kavuşturmalıdır. Eğer üçüncü kişi, malın neden borçlunun elinde olduğunu ispat edemezse, istihkak iddiası reddedilir.

İstihkak Davasında Yargılama Usulü

İstihkak davaları, basit yargılama usulüne göre görülür. Bu davalar, mülkiyet veya rehin gibi hakların ihlali nedeniyle açıldığından, hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlandırılmalıdır. Davada taraflar, tüm delillerini sunmak ve bu delillerle iddialarını desteklemek zorundadır. İcra mahkemesi, delilleri serbestçe değerlendirme yetkisine sahiptir, ancak delillerin güçlü ve inandırıcı olması gerekmektedir.

İstihkak davasının incelemesi sırasında mahkeme, tarafların sunduğu delillerin gerçekliğini değerlendirir. Tanık ifadeleri, keşif, bilirkişi raporları ve diğer maddi deliller davanın sonucunu etkileyebilir.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir