Boşanma Halinde Çocukla Kişisel İlişki Kurulması – İzmir Boşanma Avukatı
Boşanma, eşler arasındaki evlilik bağını sona erdirse de, anne-baba olma sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Türk Medeni Kanunu (TMK) m.182 gereğince, boşanma davası sonucunda çocuğun velayeti bir ebeveyne bırakılırken, diğer ebeveyn ile çocuk arasındaki kişisel ilişki mahkeme tarafından düzenlenir. Bu düzenlemenin temel amacı, çocuğun üstün yararını gözeterek anne-baba sevgisinden mahrum kalmamasını sağlamaktır.
Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Anlamı
Çocukla kişisel ilişki, velayeti bırakılmayan ebeveynin veya olağanüstü durumlarda üçüncü kişilerin, çocukla düzenli olarak görüşebilmesini, iletişim kurabilmesini ve vakit geçirebilmesini ifade eder.
Bu ilişki yalnızca yüz yüze görüşmeyi değil; telefon, internet veya mektupla iletişimi de kapsar. Amaç, çocuğun anne-baba sevgisini sürdürmesi ve psikolojik olarak sağlıklı gelişiminin desteklenmesidir.
Hukuki Dayanaklar
Çocukla kişisel ilişki hakkı;
- Anayasa m.41/3,
- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) m.9 ve m.10,
- Türk Medeni Kanunu m.182, m.323 ve m.325 hükümleriyle güvence altına alınmıştır.
Ayrıca Avrupa Konseyi’nin Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Sözleşmesi (ÇKİKDAS), bu hakkın uluslararası ölçekte kapsamını belirler.
Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Amacı
Velayet hangi ebeveyne verilirse verilsin, diğer ebeveyn ile çocuk arasındaki duygusal bağın korunması gerekir. Bu bağlamda kişisel ilişki kurulmasının başlıca amaçları şunlardır:
- Çocuğun ebeveyn sevgisinden mahrum kalmaması,
- Ebeveyn ile çocuk arasındaki yabancılaşmanın önlenmesi,
- Çocuğun psikolojik gelişiminin desteklenmesi,
- Çocuğun anne-baba ilgisi ve şefkatini dengeli biçimde görmesi.
Özünde, bu hakkın sınırını çocuğun yararı belirler.
Kişisel İlişki Kurma Hakkına Sahip Olanlar
1. Anne ve Baba
TMK m.323 uyarınca, velayet kendisine verilmeyen anne veya baba, çocukla kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Bu hak, bağımsızdır ve diğer ebeveynden ayrı olarak tanınmıştır.
2. Üçüncü Kişiler
Olağanüstü durumlarda, büyükanne, büyükbaba veya çocuğun hayatında önemli bir yere sahip diğer yakınlar da TMK m.325 çerçevesinde kişisel ilişki talep edebilir. Ancak bunun için hem olağanüstü bir durumun varlığı hem de çocuğun yararına uygunluk şarttır.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi
Boşanma davasında hâkim, tarafların talebi olmasa bile kişisel ilişkiyi re’sen düzenler (TMK m.182). Bu, kamu düzenine ilişkin bir konudur. Hâkim, pedagog ve psikolog gibi uzmanlardan rapor alabilir, çocuğun görüşünü dinleyebilir ve tüm kararlarında çocuğun üstün yararını esas alır.
Hâkimin Göz Önünde Bulundurduğu Ölçütler
Hâkim kişisel ilişkiyi düzenlerken hem çocuğa hem de ebeveynlere ilişkin bir dizi kriteri dikkate alır:
- Çocuğun yaşı ve gelişim dönemi,
- Çocuğun görüşü (ayırt etme gücüne sahipse),
- Çocuğun eğitim ve sağlık durumu,
- Anne ve babanın yaşam tarzı, kişisel durumu ve ilişkileri,
- Anne-baba arasındaki mesafe,
- Kardeşlerin birlikte vakit geçirme ihtiyacı.
Bu ölçütlerin tümünde merkeze alınan esas unsur, çocuğun üstün yararıdır.
İzmir Boşanma Avukatı Desteği
Boşanma davalarında çocukla kişisel ilişki, yalnızca hukuki değil aynı zamanda duygusal boyutları olan bir konudur. Yanlış stratejiler, hem ebeveynlerin hem de çocukların mağduriyetine yol açabilir. Bu nedenle, İzmir boşanma avukatı desteği almak kritik öneme sahiptir.
Deneyimli bir avukat;
- Çocuğun yararına uygun kişisel ilişki düzenlenmesini sağlar,
- Hak kaybına yol açabilecek yanlış taleplerin önüne geçer,
- Gerekli delilleri mahkemeye sunarak güçlü bir temsil imkânı yaratır.
Sonuç
Boşanma halinde çocukla kişisel ilişki kurulması, velayeti almayan ebeveyn ile çocuk arasındaki bağı korumaya yönelik önemli bir hukuki kurumdur. Ancak her durumda, bu hakkın sınırını çocuğun yararı belirler. İzmir’de boşanma süreci yaşayan kişiler için, İzmir boşanma avukatı desteği, hem çocuğun psikolojik gelişimini korumak hem de ebeveynlerin haklarını güvence altına almak açısından büyük önem taşır.